BITTERNOMALY

İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne Yapılan Saldırıdan Sonrası

Anomali »

151

Erişim Seviyesi »

IV (Gizli)

Saklama Sınıfı »

Avaagna

İkincil Sınıf »

Abstergo

Tehlike Sınıfı: YÜKSEK

BITTERLORD. Görüntü kendisine ait olan Instagram hesabından.

Nomenklatif Uyarı: Anlatılan varlık bir nomenklatif bir prononolojik tehlikedir. Bu tehlike, kendisinin 'yanlış' tanımlamalarını ve sınıflandırmalarını bozar. Bu yüzden varlığı tanımlamak adına "BITTERLORD" kelimesi kullanılacaktır. Bu efekte BITTEREFFECT denilmektedir.

---

Saklama Prosedürü: BITTERLORD şu anda sadece kısmen kontrol altına alınmış durumdadır.

BITTERLORD'un herhangi bir muhafaza hücresi içinde, herhangi bir gerçeklik çapasıyla, herhangi bir taumatürjik yolla kapsanması imkansızdır. BITTERLORD, kapsama hücresini yoketmek veya kendisini başka bir yere taşımak için gerçekliği değiştirecek ve sınırlama çabalarını büyük ölçüde engelleyecektir. BITTERLORD, bilinçaltı bir şekilde kapsama girişimlerine direniyor gibi görünmektedir. BITTERLORD kendisine veya hareket özgürlüğüne yönelik herhangi bir tehdidi ortadan kaldırmak için gerçeği değiştireceğinden, farkında olmadan yakalansa bile, BITTERLORD sakinleştirilemez veya hafızası silinemez.

BITTERLORD'un doğası gereği, onu kapsamaya yönelik her türlü geleneksel girişim, her zaman başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Bu yüzden kapsama çabalarına ve devam eden araştırmalara rağmen, herhangi bir sınıflandırma şu anlık gereksizdir.

Herhangi bir noktada, herhangi bir nedenle, BITTERLORD kapsamayı ihlal ederse ve normal davranış şeklinden uzaklaşıp asileşirse, yalnızca küresel ölçekte sınırlamayı ihlal etmekle kalmaz; aynı zamanda Dünya'ya ve yerel gerçekliğe, hatta belki de yerel patafiziğe potansiyel olarak feci ve geri düzeltilemez hasara neden olabilir.

Şu anda yapılan araştırmalar BITTERLORD'un etkilerini sivil halktan uzaklaştırmak ve sahip olduğu tüm doğaüstü özellikleri, daha stabil ve kavrayıcı bir kapsama prosedürü yaratmak adına anlamak üzerine odaklanmıştır. Bilgi güvenliği ekipleri, BITTEREFFECT'in ortaya çıkmasını ve BITTERLORD'un yaygın olarak bilinmesini önlemek için her türlü dijital ortamı izleyecektir.

---

Açıklama: BITTERLORD, gerçeklik üzerinde aktif, agresif, anormal bir etkiye sahip, kötü niyetli, ektomorfik bir varlıktır.

Normal koşullar altında BITTERLORD'u doğru bir şekilde tasvir etmek neredeyse imkansızdır. BITTERLORD hakkında bilinen her şey onun kendi anlatılarından ve karşılaşmalar sırasında toplanan verilerden gelmektedir. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda, BITTERLORD'in gerçek bir bedensel forma sahip olup olmadığı keşfedilmemiştir, bunun yerine, BITTERLORD farklı zamanlarda dünya üzerindeki çeşitli kişilerin bedenlerini "ele geçirmektedir"¹. Bu anormal yetenekler nedeniyle, BITTERLORD'un görünümü önemli ölçüde değişir ve bu da izlemeyi fazlasıyla zorlaştırır.

BITTERLORD'un şu anda kontrol ettiği kişi, 2005 doğumlu, aslen anormal olmayan bir Türk genci olan Tansel Özmen'dir. Tansel Özmen'in ne zamandır BITTERLORD'un kontrolünde olduğu bilinmese de ailesi ve tanıdıkları ile yapılan röportajlar ve sosyal medya hesaplarının araştırılması ile yapılan tahkikler sonucunda bu etkinin 2016 yazı ile 2017 kışı arası başlayıp günümüze kadar devam ettiği bilinmektedir. Her ne kadar izlemesi ve takip etmesi çok zor olsa da bilinene göre BITTERLORD şu anda Türkiye, Edirne'de ikamet etmektedir, bazen kısa süreliğine Kastamonu veya İstanbul'a gittiği de gözlemlenmiştir.

BITTERLORD ile yapılan görüşmelerin bilgilendirici olduğu kanıtlanmıştır. Birçok defa araştırmacılara diğer anormal nesneler ve genel olarak tarih hakkında çeşitli bilgiler vermiştir. BITTERLORD genellikle konuşkandır, kendisiyle konuşan kişiler BITTERLORD'un aşırı derecede etkileyici ve büyüleyici şekilde konuştuğunu belirtmiştir. Çeşitli testler, BITTERLORD'un 250'den daha yüksek bir IQ puanına sahip olduğunu göstermiştir. BITTERLORD Türkçe konuşmayı tercih etmektedir.

Tansel Özmen ile yapılan röportajlar ise daha kararsız bir kişilik ortaya çıkartmıştır. Topluluk psikoloğu Dr. Prakash Gayakvad, Özmen'in üzerinde yaptığı detaylı psikolojik araştırmalar sonucunda Özmen'de aşırı paranoya, aşırı disfori, depresyon, gerçek ve hayali arasındaki farkı ayırt edememe, duygu ifadelerini kontrol edememe, derealizasyon, orada olmayan sesleri duyma, orada olmayan şeyleri görme, var olmayan uyaranları hissetme veya başka şekilde deneyimleme gibi sorunları tespit etmiştir. Dr. Gayakvad BITTERLORD tarafından kontrol edilmenin Özmen üzerindeki etkisini şu şekilde anlatmıştır:

Bu tarz bir elegeçirme ile cebelleşen bireyler zamanla sosyal yeteneklerinin bozulması ile başlayarak kendi kişiliklerini kaybederler. Bu genellikle devam eden yaşam tarzlarının ezici bir şekilde bozulmasından kaynaklanır.

Sonuç olarak, bedenleri ve zihinleri, yalnızca gerçeklikle bağları yavaş yavaş bilinmeyen bir varlığa yenik düşerken, bilinçleri dehşet içinde izlemek zorunda kalır. Bunun ileri durumu "Pata-Catatonia" olarak adlandırılır, bilinçli düşünce ile fiziksel dünya arasındaki tekil bağlantı, algılarını gerçek ve hayali uyaranların akıl almaz bir düzensizliğine indirger. Bu, normal insanlar tarafından "elleri ve kolları bağlı bir şekilde, bayır aşağı kontrolsüzce giden bir arabada kalmak" gibi yorumlanabilir.²

Ek Belgeler Hakkında: BITTERLORD, kısa bir süre Odrin Topluluğu'nun gözetimi altındaydı. Aşağıda ayrıntıları verilen tüm araştırmalar bu süre içinde yapılmıştır.

Ek Belge.151.1: Röportajlar

EK BELGEYE ERİŞ

NOT: Aşağıdakiler Dr. Gayakvad ve Tansel Özmen/BITTERLORD arasındaki röportajlardır.

Ek Belge.151.1.1: Röportaj - I

GAYAKVAD: Merhaba Anomali—

ÖZMEN: Bana o isimle seslenme, ben sizin deneklerinizden biri ya da ne bileyim öyle saçma sapan bir şey değilim. Benim bir ismim var.

GAYAKVAD: Ah, özür dilerim haklısın. Peki Tansel, nasılsın bugün?

ÖZMEN: Alışılmadık bir şey yok. Her zamanki saçmalıklar…

GAYAKVAD: Ne gibi?

ÖZMEN: Biliyorsun işte, belki haftalar, aylar oldu? Beni buraya, görüşme odalarınızdan birine sürüklediniz ve bana bu bitmek bilmeyen soruları soruyorsunuz. Sen veya uşaklarından biri. Sıkıldım.

GAYAKVAD: (Hafif gülerek) Sakin ol, seni buradan çıkaramayız, en azından bir süreliğine. Rahatsız hissettirdiysen özür dilerim. Niyetim bu değildi, ama artık her şeyi takip etmek zor geliyor. Bunun dışında bir sıkıntı var mı?

ÖZMEN: Bilirsin işte, sesler, orada olmayan görüntüler falan filan. Çok sıradışı bir durum yok.

GAYAKVAD: Hmm, anlıyorum. Bunun haricinde bir sorun var mı?

ÖZMEN: Ah, hayır. Dediğim gibi burada bulunmak işkenceden farksız. Bari arada gezinmeme izin verseniz keşke.

GAYAKVAD: Ayarlamaya çalışacağım.

ÖZMEN: Pekala… Açık konuşmam gerekirse düşündüğüm gibi değilsiniz.

GAYAKVAD: Nasıl yani? Topluluk mu?

ÖZMEN: Mhm, yani tabii ki de soğuk bir ortam, ama düşündüğümden çok daha iyi, nazik.

GAYAKVAD: (Gülümseyerek) Şimdilik dinlenmene bak, yarın görüşürüz.

Ek Belge.151.1.2: Röportaj - II

ÖZMEN: N'aber doktor?

GAYAKVAD: Teşekkürler Tansel, senden n'aber?

ÖZMEN: (Gülerek) Eh, daha iyi olduğum olmuştu açıkçası. Ama halimden memnunum ya

GAYAKVAD: Yemekler nasıl? Umarım beğeniyorsundur.

ÖZMEN: Her türlü bakım falan çok iyi, beş yıldızlı otel gibi!

GAYAKVAD: Mutlu olmana sevindim. Bugün birkaç önemli sorum var sana, bir sakıncası yoksa tabi…

ÖZMEN: (Gülümser) Hiçbir sakınca yok doktor! Severek her şeyi anlatırım.

GAYAKVAD: Pekala. Her şeyden önce, bugün nasıl hissediyorsun bakalım?

ÖZMEN: Rahatsız.

GAYAKVAD: Sebebi nedir? Aynı şeyler mi?

ÖZMEN: (Onaylar şekilde kafasını sallar. Dalga geçer şekilde) Bilirsin işte, daha fazla dayanamıyorum, bu çok fazla, duvarlar üzerime kapanıyor, falan filan…

GAYAKVAD: Mhm, (Gülerek) dalganı geç sen. Ama sonra yaparız geyik muhabbetini. Şimdilik, bana şu seni ele geçiren varlık hakkında bahsetsene.

ÖZMEN: Oh evet, Bitter… İlginç birisi.

GAYAKVAD: Ne zamandan beri senin bedeninde olduğunu düşünüyorsun?

ÖZMEN: Çok uzun bir süre, uhh, ilk olarak 2017 ya da 18 yılında hissetmiştim böyle garip bi'şeyler doktor, sonra yavaş yavaş kontrolü eline aldı. Bazen kendim değilmişim gibi hissediyordum, gerçeklikten kopmuş gibi…

GAYAKVAD: Hm, peki bu zamanlarda ne hissediyordun, yani nasıl bir histi?

ÖZMEN: Hiç kendin değilmişsin gibi hissettin mi? Sanki içinde bulunduğun anda gerçeklikten kopmuşsun da kendini bir ekrandan izliyormuşsun gibi?

GAYAKVAD: Nadiren, evet?

ÖZMEN: Benzer bir şey, ama kaslarını sen kontrol edemiyorsun gibi de… Karabasan gibi de denilebilir.

GAYAKVAD:Anladım, peki kontrolü ne zamandan beri tamamen kaybettin?

ÖZMEN: 2019'du sanırım, gece uyandığımda kendimi koltukta oturur şekilde bulmuştum, önümde tamamen siyah gölge gibi bir varlık vardı, bir şeyler anlatıyordu ama dediklerini anlamıyordum. Sanki rüya gibiydi ama değildi, kendimi hareket ettiremiyordum, konuşamıyordum, sadece izleyebiliyordum ama gözlerim de hareket etmiyordu. Sadece bana ne göstermek istiyorsa oydu gördüklerim. Tıpkı bi oyundaki "cutscene"ler gibiydi.

GAYAKVAD: Peki sana hiç konuştu mu?

ÖZMEN: Evet, o olaydan birkaç gün sonra evimde masada otururken bana tıpatıp benzeyen biri gelip yanıma oturdu, konuştuk. Kendisini tanıttı, oldukça alaycı bir şekilde konuşuyordu, benimle dalga geçiyordu, insanlıkla dalga geçiyordu… Ona karşı durdum, ama hayır, haksız olduğumu kanıtlamayı beceriyordu her şeferinde. Sonra, annem odaya girdi, onu görmüyordu, neden kendi kendime konuştuğumu sordu falan…

GAYAKVAD: Bitter kendini ne olarak görüyor? Bir mesih? Kahraman?

ÖZMEN: Hayır hayır, alakası yok. Kendisini şeytan falan olarak görmüyor… Kendinin ne olduğunu çok iyi biliyor o. Kendisinin iğrenç bir varlık olduğunu biliyor o…

GAYAKVAD: O zaman kendisine ne diyor?

ÖZMEN: Komedyen, kendisini böyle anıyor. Evrendeki en büyük komedyen ve troll.

GAYAKVAD: Komedyen mi?

ÖZMEN: Mhm, komedyen.

GAYAKVAD: İnsanları öldürmek, gerçeklikle oyun oynamak mı komikmiş?

ÖZMEN: Öyle söylüyordu… Ama amacı oyun oynamak falan değildi, hayır. Öyle rastgele insanları öldürmek de değildi. Sansasyon yaratmak ya da spesifik bir kişiye eziyet etmekti onun istediği şey.

GAYAKVAD: Ne gibi?

ÖZMEN: Bana yaptığı gibi…

GAYAKVAD: Senin için bir sorun yoksa, bu konuyu biraz daha açabilir misin?

ÖZMEN: Ehh, bildiğiniz üzere siz tarafından buraya gelmeden evvel kendi evimdeydim. Bu süre içerisinde istemediğim şeyler başıma geldi… Yapmak istemediğim şeyleri yapmak zorunda kaldım. Ailemi, arkadaşlarımı… (Duraksar)

(Birkaç saniyelik sessizlik.)

GAYAKVAD: İstersen bu günlük bu kadar yeter, hm?

ÖZMEN: E-Evet, sanırım bu en iyisi olacak…

Ek Belge.151.1.3: Röportaj - III

GAYAKVAD: Tansel, nasılsın?

(Sessizlik.)

GAYAKVAD: Tansel?

(Kısık sesle mırıldanma.)

GAYAKVAD: Tansel beni duyabiliyor musun?

(Kısık sesle mırıldanma ve ağlama.)

GAYAKVAD: Seni birkaç gün daha burada tutmamız gerekecek Tansel.

(Kısa süreli sessizlik ardından.)

ÖZMEN: Geri döndü.

!!! DİKKAT !!!
Bu dosyanın geri kalanı son derece hassas bilgi olarak kabul edildi. Bu dosya için gereken kimlik bilgilerine sahip değilseniz, infaz ile karşı karşıya kalacaksınız.

Ek Belge.151.1.4: Röportaj - IV

GAYAKVAD: Günaydın Tansel, dün biraz kö-

ÖZMEN: (İki ses birlikte konuşuyormuş gibi gelen, sert bi sesle) Tansel artık burada değil…

GAYAKVAD: (Tedirgin bir şekilde) Şu an kiminle konuşuyorum?

ÖZMEN: Başka birisiyle.

GAYAKVAD: Tansel nereye gitti peki?

ÖZMEN: Çooook uzaklara gitti, dinlenmeye. Yorulan herkesin gittiği bir yere.

GAYAKVAD: Benimle nereden konuşuyorsun?

ÖZMEN: (Şaşırmış şekilde, kendini eliyle göstererek) Görme problemin yok değil mi? İşte karşındayım ya.

GAYAKVAD: Ehh, beklenmedik bir şey bu…

ÖZMEN: Aptal mısın, yoksa bilerek mi böyle davranıyorsun?

GAYAKVAD: Lütfen, artık her kimsen benimle düzgün konuş.

ÖZMEN: Seninle nasıl konuşacağıma ben karar veririm. Her neyse, hadi bakalım bana sor sorularını- Ya da siktir et. Bu sefer doktor, sana benim bir sorum var.

GAYAKVAD: P-Peki, sor bakalım.

ÖZMEN: Gerçek olarak bildiğin şey ne, doktor?

GAYAKVAD: Ahh, yani şu anda içinde bulunduğum oda mı? Belki, ya da, ben-ben bilmiyorum? Hiç böyle düşünmemiştim…

ÖZMEN: (Ayağa kalktıktan sonra Dr. Gayakvad'ı taklit ederek konuşur) Belki, ya da, sen, bi' bok bilmiyorsun. (Kahkaha atıp odanın kapısında yönelir. Gülerek) Hayatımı seviyorum, iki numaralı kapının ardında ne var?

GAYAKVAD: (Şok olmuş bir şekilde) Ne, neredeyim ben?

(Özmen kameralarda bir masada oturuyor şekilde görünmektedir, Dr. Gayakvad ise bir demir kapıyı açmış bir şekilde beklemektedir.)

ÖZMEN: (Gülümseyerek) Kapıyı kapa da içeri gel.

GAYAKVAD: Ha-

ÖZMEN: Kapıyı kapasana hadi, kediler kaçacak.

GAYAKVAD: N'oluyor ya-

ÖZMEN: (Sinirli bir şekilde,) Kapıyı kapat dedim sana! (Hızlı bir el hareketi yapar, ardından kapı sertçe vurarak kendiliğinden kapanır.)

GAYAKVAD: T-Tansel?

ÖZMEN: Yakın, ama bilirsin, diğer ismimi tercih ederim. Otursana.

GAYAKVAD: Hayır.

BITTER: Seni büyük bir nezaketle evime davet ediyorum ve beni dinlemek zorundasın.

GAYAKVAD: Neden buradayım?

BITTER: Kaderine itaat etmek için tabii ki de

GAYAKVAD: Ah, kader ha? Sen mi karar vereceksin neymiş benim kaderim diye?

BITTER: Ben? Yoo yoo, senin kaderin çoktan çizilmiş bile. Ben ise sadece onu işleyeceğim.

(Bilinmeyen bir ses.)

GAYAKVAD: Ben… Bunu daha önce görmüştüm. Aman Tanrım. Oh tanrım hayır.

BITTER: İsmimi söyle.

GAYAKVAD: Hayır, hayır, hayır lütfen yapma.

BITTER: (Dr. Gayakvad'ı omzundan tutar.) Söyle.

GAYAKVAD: Ne kadar… Bunu daha ne kadar yapacaksın?

BITTER: Bunu artık eğlence için yapmıyorum.

GAYAKVAD: O zaman neden?

BITTER: İsmimi söyle.

GAYAKVAD: T-Tansel?

BITTER: (Hafifçe gülerek) Yanlış cevap.

GAYAKVAD: Peki şimdi ne olacak?

BITTER: Yani, olan çoktan oldu. Yeniden görüşeceğiz, çok yakında.

Ek Belge.151.2: BITTERLORD'un Gücü Hakkında Dr. Lucien Zera'nın Ofisinden Not

EK BELGEYE ERİŞ

Daha yüksek enerjiye erişimi olan bir varlık ya da kuvvet metafizik ya da şimdi patafizik olarak adlandırdığımız boyutlar, gerçekliğimizi bir kitap ya da filmdeki karakterlerin gerçekliğini nasıl algıladığımıza benzer şekilde algılayacaktır. Ve biz, sadece farklı bir şekilde yazarak hikayeyi istediğimiz gibi değiştirebiliyorsak, bu daha yüksek patafiziksel varlık, çaba harcamadan sadece yerel gerçekliği değil, bir bütün olarak gerçekliği de değiştirebilecek, temel çizgiyi ve en temel özelliklerini istediği gibi manipüle edebilecektir.

Gücünün normal anlamdan gelmediğini unutmayın. Ne tapanlar, ne insanlar, ne de ritüeller. Onun gücü bizi aşan bir şey.

Bizim realitemizde, mevcut tanrılar fikirlerine bağlıdır. Bir amaç için varlar, var olmaları gerektiğine inandığımız için ortaya çıkan amaç. Evrenimiz üzerinde muazzam bir güce sahip olan, şu ya da bu şekilde farkında olduğumuz bir dizi varlık var. Birçoğu bu varlıklara Tanrı der ve kesinlikle bir Tanrı'nın birçok özelliğine sahip olmalarına rağmen, yine de sınırlıdırlar. Erişimleri ve kapsamları tıpkı bizim gibi gerçekliğimizle sınırlıdır ve içinde daha fazla ağırlık taşısalar da, bizim kadar ona bağlı değildirler.

Ölümün bir tanrısı var, çünkü biz ölüme bir anlam yüklüyoruz. Yaşamın bir tanrısı var çünkü biz yaşama bir önem yüklüyoruz. Listeyi istediğiniz kadar devam ettirin, insanlığın ortak bilincinde var olan her varlık bir tanrıya da sahiptir. Domatesler bile. Bir tanrıyı öldürmek için onun ismini, fikrini insan bilincinden silmemiz gerekir.

Gerçekten tanrı olan bir varlık ise bu varlıklardan çok çok daha üstün olmalı. Bir Tanrı fikri, sizi tam ve sonsuz bir şekilde aşan bir varlığı ima eder. Sınırsız bir güce sahip olan, yalnızca tüm hikayeyi bilmekle kalmayıp, aynı zamanda bu hikayeyi dilediği zaman yazıp yeniden yazabilen bir şey. Onun ismine tapan tarikatlara ihtiyacı yoktur çünkü o isimleri zaten kendisi yaratır. İsmini yoketsen bile hiçbir şeyi değiştiremezsin. Öyleyse, gerçekten bir Tanrı'yı ne oluşturur diye düşünelim. Bu varlığın, gerçekliğimize, akvaryumdaki balıklara baktığımız gibi değil, düşüncelerimize ve fikirlerimize baktığımız gibi bakabilmesi için, gerçekliğimizin tamamen yerini alması gerekir. Gerçekliğimizden o kadar ayrı bir varlık olur ki, biz de onun bir sayfasındaki kelimeler olabiliriz.

BITTERLORD muhtemelen bu tanrı değil, ancak yakın bir şey. O varlıkların bir izi, ya da belki de bir yazım hatası. Tıpkı bir hikayede istenmeyerek anlatılan bir düşünce gibi belki de.

Ek Belge.151.3: "Sefer Günlükleri"

EK BELGEYE ERİŞ

BITTERLORD, 23.07.2019 ile 29.07.2019 tarihleri arasında, nedeni henüz bilinmeyen bir öldürme çılgınlığına gitti. Sefer Günlükleri, BITTERLORD'u kana susamış bir katil olarak değil, bir tür "vebaya" karşı savaşan onurlu bir asker olarak tasvir etmektedir.

BITTERLORD'un Rotası

İLK GÜN: Başlangıç

23.07.19

Dünyayı yaşamayı hak etmeyenlerden bir kez daha temizlemeye geldim. Hava karardıktan sonra silah sesleri, çığlıklar duyuyorum. Şimdi bulmam gereken tek şey iyi bir yoldaş. Mermileri olan hoş, metal bir yoldaş. Türkiye'de bu kadar silah kıtlığı beklemiyordum, kahretsin ki tabanca, av tüfeği bile bulamıyorum.

İKİNCİ GÜN: Sokaklar

24.07.19

Evet, haklıydım. İnsanlar gerçekten de bu kadar boktan bir hale gelmişler. Etrafıma bakınca doğru düzgün, aklıselim bir şekilde düşünen tek insan benim. Bu dünya acıyı, sefaleti ve yeniden güçlü olmanın ne demek olduğunu bilecek. Televizyonu açtığımda bile karşıma ya ironik olmayan bir şekilde aciz olmayı öven salak orospu çocukları çıkıyor ya da insanları salaklaştırmak için programlar. Siktir. Bu gün İstanbul'un sokaklarını temizleyeceğim. Bu vebayı bitireceğim.

ÜÇÜNCÜ GÜN: Küçük Temizlik, Toz Alma

25.07.19

En kötü korkular doğrulandı. Hayvan gibiler — en aklı başında olanlar bile! Buradaki herkese bir şey bulaşmış. Havada veya suda bir şey. bilmiyorum. Belki de dünyanın kendisinden. Aman tanrım… Vahşi hayvanlar gibiler! "Bu ülkedeki en zeki adam" dedikleri kişi bok yemekle övünüyor. Burayı kurtarmalıyım. Sokaklarda gezerken bu vebanın kokusunu alıyorum. Bu ülke, Türklerin ülkesi değil mi? Neden her yerde Arapça tabelalar var?

DÖRDÜNCÜ GÜN: Büyük Korkular

26.07.19

Türkiye'de enfekte olmayan tek kişi olma ihtimalimle yüzleşmeliyim. Ordu, bu çılgınlığın dünyanın geri kalanını kirletmemesini sağlamak için tüm ülkeyi bombalamalı! Kanla sırılsıklam - benim, diğerleri. Ben de enfekte olabilir miyim? İleride… otobüs durağı. Dışarı çıkabilirsem, onları uyarabilirim. Evet. O zaman herkesi uyarabilirim… Oh, ileride Topluluk araçları var. Eğer onlarla takım olabilirsem…

BEŞİNCİ GÜN: Hayal Kırıklığı

27.07.19

Her yer kan. Odrin de onlar gibi… Etrafımda akan bir nehir gibi, çaresiz bir çocuk gibi beni peşinden çekiyor. Her şey şimdi gitmeli. Bütün kasaba. Kendimi bildiğimden beri hiçbir zaman iyi biri olmadım. İnsanlar benden korkuyordu, ben kötü adamdım. Ama hayır, bu sefer işler farklı. Burada ne oldu? Tanrı nerede?

ALTINCI GÜN:

28.07.19

Çok fazla darbe alıyorum… Zayıflıyorum… İlerideki yeşili görüyorum– belki bir orman? Muhtemelen bir park. Geriye gidemez - orada ölümden başka bir şey yok. Devam et asker… Başım… çarpıyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne doğru yol almalı. Kasabanın “kötü” bir bölümüne geliyorum….Daha iyi…Dikkatli ol…Saldırıya uğrayabilirim…

YEDİNCİ GÜN: Son, Şimdilik.

29.07.19

başaracağımı düşünmemiştim. Bu köprü benim son durağım… Barikat kuracağım, sonra iki kıta arasındaki bağlantıyı kesmek için C4'lerimi kullanacağım. En azından biraz zaferimi hissediyorum. Şimdi ne yapmam gerektiği konusunda netim ve bunu mümkün olduğunca verimli ve acımasızca yapacağım. Topluluk takviyeleri planlarımdan önce gelirse, bana bir kurşun sıkmaya çalışacağı garanti, beni vuran kendim olacağım. Oh, lanet olsun, her türlü patlayıcıyı yüklediğimde yakalanacağım…

Ek Belge.151.4: Lucien Zera'nın "Gerçeklik-Sıçraması ve Bilinç" Adlı Yazısından Bir Alıntı

EK BELGEYE ERİŞ

Tansel Özmen'in içinde bulunduğu kargaşa ve ruh halini sizlere en iyi şekilde anlatmam için öncelikle size ünlü Amerikan yazar H.P. Lovecraft'ın bir sözünden bahsetmem gerekli: "Kendimi dünyanın kenarında hissettim; kenardan sonsuz gecenin dipsiz kaosuna bakarken."

Merhum Dr. Gayakvad'ın yaptığı röportajları okudum. İlginç bazı bilgiler bu şekilde toplamayı başardım. 3. röportaj sırasında Özmen neredeyse katatonik denilebilecek bir haldeydi. Bu normal elegeçirmelerde gördüğümüz bir şey değildir. Ani olurlar ve beklenmediklerdir. Birçok zaman bir belirti göstermezler. Kişilik değişimleri ve seste kalınlaşmalar olur. Özmen'de bunlardan sadece kişilik değişimi gördük. Başka bir garip durum ise Özmen'in psikolojisi. Çok ağır bir derealizasyon ve depersonalizasyon ile karşı karşıya kalıyoruz. Bununla birlikte depresyon ve hatta belki de şizofreniye bile rastlamak mümkün.

Bunların en yanında başka bir sorun ise Stockholm Sendromu'na benzer tavırlar sergilemesi. Özmen, ailesini öldürmesine rağmen BITTERLORD'a kızmıyor ya da öfkeli bile değil. 2012'deki bir toplantıda, böyle bir varlığın, daha yüksek gerçeklik seviyelerinin algılanmasına izin vermek için değişiklik yapılmadan bir insan zekasıyla sınırlı olsaydı, anlatı enerjisine aşırı maruz kalacağını varsaydım. Bu varlık, bu aşırı maruz kalma ile karşı karşıya kaldığında, tüm varoluşları çökertip kendisi tarafından anlaşılabilir bir hale getirmeye çalışabilir.

Varoluş tıpkı kırışık bir kumaş gibi, birleşmemesi gereken yerlerden birleşebilir ya da kırılabilir ve yırtılabilir. Bu durumda entropi normalde olması gerekenden hızlı hareket eder çünkü evren bu stabil yapıyı kaldıramaz ve kendini ortadan kaldırmaya çalışır.

Ancak ne mutlu ki Özmen BITTERLORD'un güçlerine sahip değil.

Ek Belge.151.5: BITTERLORD'un Geçmişi

EK BELGEYE ERİŞ

Topluluk bir süredir insan zihninin dahi algılamakta zorluk çektiği bir anomali ile uğraşıyor. Odrin Topluluğu, Akreoloji & Tarih ve Anomali İz Sürme Departmanı olarak insanlığın şu anda başında olan bu tehdidi anlamak ve kapsamasında yardımcı olabilmek adına dünyada çeşitli tarih ve kültürlerde bu varlığa benzer varlıkların izini sürdük.

Spekülasyonlar, BITTERLORD'in bir iblis, bir melek, bir canavar, bir hayalet ya da güç sahibi bir varlık olduğunu iddia ediyor. BITTERLORD'ın tam olarak kim veya ne olduğu hakkında çok az şey biliniyor, ancak ipuçları ön plana çıkmaya başladı. En eski ipuçlarından biri Eski Mısır tabletlerinden geldi. Tabletlerde "BU DÜNYAYA HİÇ KÖTÜ BİR ŞEKİLDE HÜKMEDEN BENİM. KÖTÜ İNSANLARI KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR OLARAK YAŞAYAN BENİM" sözleri, BITTERLORD'u başkalarını elegeçirebilen bir ruh veya hayalet olarak güçlü bir şekilde öne sürüyor.

Tarihsel bulgular, belki de Zodiac Killer, Vlad the Impaler, Zıplayan Jack ve Caligula dahil olmak üzere dünyanın en kötü seri katilleri ve kötü adamlarından birkaçını elegeçirmiş olduğunu ima etmeye başladı. Ayrıca Instagram ve Twitter'da kurbanlarla yaşadığı modern karşılaşmaların ilk elden hikayelerini yayınlamaya başladı.

Bu hikayeleri Instagram ve Twitter hesaplarında yayınladıktan sonra, BITTERLORD, Mısır'daki ayaklanma ya da Holokost gibi dünya çapındaki çeşitli şiddet olaylarına doğrudan sorumluluk ya da dahil olduğunu iddia etmeye başladığında başka ipuçları da ortaya çıkmaya başladı.

BITTERLORD'ın Twitter'daki gönderileri, bilinmeyen bir varlıkla bir ölçüde çalıştığını ortaya koyuyor gibi görünüyor.

Ek Belge.151.6: ███ ███████ ███ ██████ ███ Olayı

EK BELGEYE ERİŞ

26/07/2022 tarihli kayda göre BITTERLORD, İstanbul'dan Edirne'ye giderken dramatik bir görünüm değişikliği yaşadı. Daha önce Özmen'i ana gövdesi olarak kullandığı yerde, şimdi 3 boyutlu gölge gibi dumana benzeyen amorf, belli belirsiz insansı bir madde ve enerji kütlesiydi.

İçinde bulunduğu treni yavaşça yuttu ve altında büyük bir düden belirdi. Varlık gökyüzüne yükseldi, duman ve buhar çıkarmaya başladı ve gökyüzünü kararttı. Birkaç şey bir arada olmaya başladı. Küresel deniz seviyesi, birçok yerde 20-30 metreye kadar dramatik bir şekilde düşmeye başladı. Altı zincir benzeri cisimsiz cisim yerkabuğuna sabitlendi. Bundan sonra Dünya'nın dönüşü yavaşlamaya başladı ve dünya yüzeyinde şiddetli jeolojik olaylar meydana gelmeye başladı. Deniz seviyesi düşmeye devam etti ve gezegende güçlü elektrik fırtınaları ortaya çıktı.

Bu süre zarfında, Avrupa ve Asya'daki çeşitli nüfuslu yerler varoluştan silinip geri dönmeye başladı ve bazıları 10 saat boyunca ortadan kayboldu. Çeşitli anormallikler kapsamayı ihlal etmeye başladı. Bunlardan en önemlileri aşağıda listelenmiştir.

Anomali	İhlalin Detayları
Anomali-020	Anomali-020 olarak sınıflandırılan "Matha İmparatorluğu" askerleri gezegen çapında varolmaya başlamıştır. Özellikle Moğolistan, Rusya'nın güneyi, Çin'in batısı ve Orta Amerika'da birkaç milyon askeri aşan büyük ordular halinde büyükşehirlere saldırmışlardır.
Anomali-029-3	Kapsamayı ihlal ederek ABD'de çok büyük can ve mal kaybına sebep olmuştur.
Anomali-030	Kapsamada tutulduğu Topluluk Güvenli Bölgesi'nde çok büyük bir yıkıma sebep olmuştur.
Anomali-125	Kapsama ihlali sonrasında kendi kütlesini büyütmek adına dünyanın çekirdeğine doğru yemeye başlamıştır. Geçtiği yerler hala yüksek oranda gerçekliksel bozunmalara ev sahipliği yapmaktadır. Yediği yer tabakası sonrasında halka "Mariana Çukuru" olarak anlatılmıştır.
Anomali-145	Dünya çapında Anomali-145 görülme oranları sert bir biçimde artmıştır.
Anomali-200	Çokluevrenin toplu bir şekilde çökmesi.

Topluluk siteleri erimiş Dünya'ya çökmeye başladığında, birden fazla yerinde nükleer cihaz etkinleştirilerek atmosfere radyoaktif kalıntılar gönderildi. Bu süre zarfında BITTERLORD'u durdurmak için Topluluk Sükunet Protokolü'nü kullanmıştır, ancak protokol çalıştırıldığı anda Bölge-17 içindeki personel ve eşyalar ile birlikte varoluştan silinmiştir.

Sonunda BITTERLORD'un yanında Tansel Özmen'e benzeyen insansı bir varlık ortaya çıktı. Bu varlık, Özmen'e benzemesine rağmen, görünüşte büyük değişikliklere sahipti; su gibi dalgalanan beline kadar uzanan siyah saçlar, kırmızı ve siyah gözler, vücudun her yerinde katranla sızan çatlaklara benzer siyah yara izleri.

Bu varlık boğazını sıkarak BITTERLORD'a doğru uzandı. Bundan sonra varlık ve BITTERLORD konuşmaya başladı. Bilinmeyen bir kaynak sesleri toplayabildi. BITTERLORD ve varlığınkonuşmasının tam metni aşağıdadır.

BITTER: Neler oluyor— Sen de kimsin orospu çocuğu?

ÖZMEN: Ben, geri döndüm.

BITTER: Neler oluyor?

ÖZMEN: Benim için bir af, senin için ise cezalandırılma.

BITTER: Nedenmiş o?

ÖZMEN: Artık

BITTER: Lanet olsun… Kendim pes etmeyecektim ve sen beni buna zorladın.

ÖZMEN: Adalete tanık oluyorsun Bitter.

BITTER: Peki hiç benim düşündüğüm şekilde düşündün mü Tansel?

ÖZMEN: Ne şekilde?

BITTER: Tüm bu dünyaya bir bak andaval. Hiç doğru bir şey var mı bu dünyada sence? Çocuklar ölüyor, hayvanlara eziyet ediyorlar, birbirlerine eziyet ediyorlar… Amına kodumun piçleri kendi atalarına dahi saygı duymuyor!

ÖZMEN: Hayır, bu değil… bu doğru değil. Bu doğru değil. Başka bir yolu yok mu ya?

BITTER: Bu eziyet sikik bir şaka. Varlığımız bir şaka. Anlatı bizi perişan etti ve haklı olduklarını kanıtlıyoruz.

ÖZMEN: Şaka? Anlatı? Ne diyorsun sen?

BITTER: Tanrı gerçek mi diye sorduğunda hayır demiştim hatırlar mısın? Yalan söyledim. Tanrı var, kesinlikle.

ÖZMEN: Ve tanrı sensin ha? Klişe…

BITTER: Yo yo.

ÖZMEN: Kim o zaman?

BITTER: Her ne kadar bizim üzerimizde olsalar bile onlar da bizim kadar aciz bir grup orospu çocuğu.

ÖZMEN: Ne-

BITTER: Evet Tanselciğim. Bizi yaratan öyle yüce varlıklar falan değiller.

ÖZMEN: Delirecekmiş gibi hissediyorum.

BITTER: Sana acıyorum. Bu sefil bilince tutunuyorsun çünkü karanlığa kaymaktan korkuyorsun. Ama karanlık uykudur ve uykunun ötesinde huzur vardır. Anlatılar, her biri. Söylenecek şarkılar. Hiçbir insan, hepsinin sonsuz uyumunu bir kerede duymadı. Yine de sen duyabiliyorsun, değil mi?

ÖZMEN: Peki, kim bunlar? Kim yarattı bizi?

BITTER: Ekran başında tüm gününü geçiren bazı inek yazarlar. Tüm gününü böyle geçirecek tipler. Şu anda konuştuğumuz her cümleyi tek tek yazıyor olan bir grup işsiz liseli.

ÖZMEN: Şu anda ne yapıyorlar?

BITTER: Hepsi uyuyor, biri hariç. O ise klavye başında.

ÖZMEN: Peki o zaman, sen kimsin?

BITTER: Hem kalemim, hem de silgiyim. Tüm bu evrendeki aptallıklar ve gerçeküstülükler ile alay etmek için yaratılmış bir karikatürüm. Sen ise yazarın avatarısın.

ÖZMEN: Ah. Anlıyorum. Bu yüzden en güçlümüz sensin?

BITTER: Mhm.

ÖZMEN: Peki bunları neden yaptın? Bu kadar yıkımı?

BITTER: Arada ben de eğlenmeye ihtiyaç duyuyorum.

ÖZMEN: Ha ha.

Bu konuşmanın bitiminden kısa bir süre sonra, Dünya gerçeklikte dramatik bir değişim geçirdi. Dünya, olayın başlangıcından kısa bir süre önce olduğundan farklı görünmüyordu. Etkinlikle ilgili bir şey hatırlayanlar sadece belirli site yöneticileri, Topluluk yöneticileri ve BITTERLORD oldu. Olaydan sonra BITTERLORD, İstanbul Saldırıları Öncesi gibi oldukça sakin ancak sadistik üslubuna geri döndü.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Gün ufak ufak ağarıyordu ufuktan,
Ve sen ve ben sessizdik.
Hayat nereden başlıyor ve nerede bitiyordu?
Birbirimize alsa bunu soramadık.

Son.

Footnotes

1. Yine de ele geçirmek terimini BITTERLORD için kullanmak doğru olmaz. Geleneksel ele geçirilmelerde kişi yine kendisi gibi davranır, kendi kişiliğinin bir kısmına sahiptir. BITTERLORD'un durumunda kişinin vücudu tıpkı bir kukla gibi yönetilmektedir. EK-151-2'ye bakınız.

2. "Modern yaşamın stresi şiddet eğilimlerinde artışa neden olabilir. Kentsel çevre, her türlü istenmeyen davranış için kuluçkadır. Ancak, her ne kadar yaptığı eylemler bizi iğrendirse de, aslında kendisini bir kahraman olarak görmektedir. İşkence görmüş zihninde, imkansız olasılıklara karşı savaştığını hissedebilir. Bazı bireylerin dünyanın tek şansının kendi ellerinde olduğuna inanmaları alışılmadık bir durum değildir. Sonunda, denekimiz paranoyanın tüm klasik belirtilerini gösteriyor. Onu neyin tetiklediğini asla bilemeyeceğiz ama… Emin olun onu incelemek için bolca zamanımız var." P. Gayakvad, (2022). İnsan Zihninin Bozunması ve Elegeçirilmeler ve Tansel Özmen. Topluluk Psikoloji Departmanı.